14 Nisan 2009 Salı

Rönesans'tan Romantizm'e Kısa Sanat Tarihi

Papazların sapık ve hasta ruhlu düşüncelerinden sıkılan halk, İtalya’da bir pizzacıda gaza gelip toplu yürüyüşe geçmişler ve kaymakamlık binasına kadar yürümüşler, sonrasında da halk, Papa’ya "ya Rönesans ya ölüm" diyerek görkem ve sadelik anlayışı barındıran yeni bir akımı ileri sürmüştür. Bir süre daha gayet mesut, mutlu yaşayan halk, bu sadelik ve görkemden sıkılmıştır ve Avrupa’da yeni yeni vizyona giren James Bond filmlerine özenerek, esrarengiz ve flu bir sanat anlayışı olan Maniyerizm'n tadına bakmıştır. Fakat istekleri bir çığ gibi olan halk, bu sanat akımından da sıkılmış olacak ki, Paristeki süs köpekleri hayvanat bahçesinden yola çıkarak daha süslü ve abartılı sanat dallarına yönlendi, adını da zamanında Kuşum Aydın’ın da sahne aldığı Ok Bardan esinlenerek bu akıma da Barok akımı demişlerdi. Baktılar bu akım süper, kızlar bu akıma hasta olmakta, bunu fark eden Avrupa’nın bıçkın delikanlıları "olm bu işte acayip ekmek var gel biz bu işi abartalım adını da Rokoko koyalım" diyerek mazbut bir aile babası olan Goyayı da peşlerine takarak bu akıma girmişlerdir. Bir süre sonra, bu gençlerin çok zengin olan babaları "iliğimi kemiğimi sömürdünüz be ananızı tanımasam orospu çocuğu diyeceğim" diye ağır konuşunca, babalarına tepki olarak duygu içeriği fazla olan romantisizm akımına yöneldiler ve bir dönem de olsa sıkıntıdan patladılar. O dönem herkes bedelli askerliğe gittiğinden, ortada adam da kalmamıştır.

Enis Demirci

11 Nisan 2009 Cumartesi

Tepeden Bakmak


Bugün bir haber sitesinde, Beşiktaş - Kocaelispor maçı hakkında yazarların yazdıkları yazıları okudum. Erman Toroğlu diyor ki; "Hakem ve yardımcıları dün bütün pozisyonlarda Beşiktaş lehine hareket ettiler." Penaltının penaltı olmadığını falan iddia ediyorlar. En güzel cevabı, yine Beşiktaş aleyhine yazı yazmış olan Şansal Büyüka veriyor zaten. Diyor ki; "Bu penaltı sabaha kadar konuşulur... Herkes kendi çıkarına göre bir şey söyler..." Be kardeşim; hala Galatasaray'a 5 gol atıp Fenerbahçe'den puan kopartan* bir takım diye bahsediyorsunuz da, bu kafayla düşünürken hiç mi Beşiktaş'ın geçmiş maçlarını göz önünde bulundurmuyorsunuz? Bir takımın önceki maçlarına bakarak bugünün maçı hakkında nasıl fikir yürütebiliyorsunuz? Oyuncular, saha, atmosfer vb. şeyler hep değişken değil mi? En çok da sizin yazıalrınıza itibar edenlere acıyorum.

Tepeden Bakınca

Fakat zamanında Beşiktaş biçilirken sesinizi çıkarmamanız ve aleyhine yazılar yazmanız o kadar acizleşmiş ki, tepeden bakınca nasıl ezik, nasıl çocuksu ve ağlayıp zırlayan bir haliniz olduğu apaçık ortaya çıkıyor. Bu demek değildir ki, maçta verilen yanlış kararlar tarafımızdan örtbas edilmeye çalışılıyor. O penaltı pozisyonunu tartışanın aklından şüphe ederim. Kendi programlarında kollarını açmış pehlivan gibi geliyor diyen yorumcular, şimdi 180 derece dönmüş. Ama umrumuzda değilsiniz aslında, olmamalısınız, fakat yaptığınız yorumlar -pardon bok atmalar- iz bırakıyor. Bizi eleştirmek haddiniz değil, çünkü taraflısınız. Birbirinizi yemekten başka işiniz yok. Çok acizsiniz çok...

*dikkatinizi çekerim; kocaelispor puanı koparıyor fenerbahçeden, bu kadar büyük bir takım!